29 Temmuz 2013 Pazartesi

OSMANLI DEVLETİNDE ÂMİN ALAYLARI VE BED-İ BESMELE TÖRENLERİ

Osmanlı Devlet’inde ilk eğitim ve öğretim verildiği yerler sıbyan mektepleridir.  Bu mekteplerde sabi adı verilen 5–6 yaşlardaki çocuklar okutulurdu. Sıbyan mektepleri Osmanlı Devletinde yazılmış olan vakfiyelerde, beratlarda ve diğer evraklarda çeşitli isimler şeklinde de anılmaktadır. Sıbyan mektebi haricinde öğretim yeri anlamında “Daru’t- talim” , “Mektep”, birçoğunun inşasında taş kullanıldığından “Taş Mektep”, hemen her mahallede birer tane bulunduğundan “Mahalle Mektebi”, “Mektephane”, ve “Mekteb-i İbtidaiye” gibi isimlerle anılmaktadır. Sıbyan mekteplerine başlayacak olan öğrencilerin okuma şevki ve motivasyonlarını arttırmak amacıyla toplum içerisinde “Âmin Alayı” veya “Bed-i Besmele” denilen törenler düzenlenirdi.
Bu yazımızda da bu törenler ayrıntılarıyla irdelenecektir. Bilindiği gibi İslam Dininde, erkek ve kadın herkesin ilim öğrenmesi farz olarak belirtilmiştir. Osmanlı devletinde eğitim, hukuk, sosyal yaşantı ve cemiyeti ilgilendiren bütün konularda İslam’a göre düzenlenirdi. Eğitimin düzenlenmesinde de İslam temele alınmıştır. İslam, eğitim ve öğretim konusunda insanlar arasında hiçbir ayrım yapmaz. Bu sebeple anne ve babalar çocuklarını okutup eğitmekle mükelleftir. Bu yüzden özellikle Osmanlı devletinin yükselme devresinde çocuklar daha küçük yaşlarda iken bu okullara başlardı. Çocuk mektebe “Âmin Alayı” denilen bir törenle okula başlarlardı. “Bed-i Besmele”[1] de adı verilen bu törenlerin başlangıcı okula başlayacak olan çocuğun evinin temizlenmesidir. Evdeki işler tamamlanınca bütün ev halkı hamama giderdi. Her yerde aynı olmamakla birlikte mektebe başlama merasimi önce hamamda kadınlar arasında kutlanırdı. Buradaki eğlence akşama kadar devam ederdi. Ertesi gün çarşıya çıkılır ve okula gidecek çocuğa yeni bir elbise ve ayakkabı alınırdı. Zamanımızda da bu adet yerel olarak devam etmektedir. Mektebe başlama günü olarak genellikle kandil, pazartesi ve Perşembe günleri kabul edilir ve hazırlıklar buna göre düzenlenirdi. Genel itibariyle bu şekilde meydana gelen merasimlerden yerel olarak farklılıklar görülmektedir. Örneğin İstanbul’da mektebe başlayacak olan çocuk önce Eyüp Sultan’a götürülüp orada kendisine hayırlı ilim nasip olması için dua edilirdi. Okula başlayacak olan çocuğun ailesi bir gün önceden mektebin hocasına haber gönderirdi. Çocuk, Eyüp Sultan’dan eve geri geldikten sonra diğer mektep çocuklarıyla ilahiciler eve gelirlerdi. Bu esnada mahalle içerisinde tam bir dayanışma hakim olurdu. Mektebe başlayacak olan çocuğun evinin önü ile Alayın geçeceği yollar kalabalıktan geçilmez olurdu. İstanbul sokakları, o devir yerleşim yerlerinden ötürü dar ve yokuş olduğundan genellikle kapının önünde, çocuğun bineceği kırmızı kolanlı[2], yeşil ince altlıklı, siyah eğerli bir midilli bulunurdu. “Âmin Alayı” eve gelince hoca dua eder, arkasından orada bulunan herkes “âmin” derdi. Zaten bu grubun “Âmin Alayı” diye adlandırılmasının nedeni de budur. Çocuk daha önceden hazırlanmış olan midilliye veya ailenin maddi gücüne bağlı olarak arabaya bindirilirdi. İlahiler söylenerek çocuk evden alınır, çocuğun ailesi, davetliler ve halk âmin alayının arkasından gider, şehrin sokaklarında bir müddet dolaştırıldıktan sonra çocuk mektebe getirilirdi. Çocuk mektepte usulüne uygun bir biçimde hocasından ilk dersi “Bed-i Besmele” aldıktan sonra başta hocası, ailesi ve davetlilerin ellerini öperdi. Bundan sonra mevcut talebelerden biri Kur’an-ı Kerim’den bir parça okur ve hocanın duası ile merasim sona ererdi. Sonrasında ise ziyafetler verilir, hocaya hediyeler takdim edilir, mektepte mevcut diğer talebelere şeker ve simitler verilirdi. Çocuklarda daha küçük yaşlarda büyük bir okuma isteği uyandıran “Âmin Alayı” ile “Bed-i Besmele”, insanların cemiyet içerisindeki, konumlarına göre farklılık göstermektedir.
Bazılarınınki sade ve basit iken, bazılarınınki biraz şatafatlı olabilmekteydi. İşte bu törenler bilinenin aksine Osmanlı Devletinde ilme ve okumaya verilen toplumsal değerin bir göstergesidir. Osmanlı Devletinde ilme ve okumaya verilen değer bazı yobazlar nedeniyle azaltılamaya çalışılmış ve maalesef kısmi olarak da başarılı olmuşlardır. Bundan sonrada mutlak son tecelli etmiştir. Ancak, unutulmamalıdır ki mevcut eğitim ve öğretimde motivasyon çok önemli bir yer tutmaktadır. Bu motivasyonun sağlanmasında bırakın sadece okula gidecek çocuğun anne ve babasını bütün mahalle önemli bir rol oynamaktadır. Bu bakımdan eğitim şimdiki gibi bireyselcilikten ziyade toplum içersinde önemli bir yer tutmaktadır. Maalesef şimdiki zaman içerisinde eğitim bazı anne ve babalar için bir külfet şeklinde algılanmaktadır. Sadece maddi kazanç sağlamaya endekslenmektedir. Eğitim sadece maddiyatla ölçülürse toplum içerisinde eğitimli kişiler fayda vereceğine zararda verebilmektedir. Bu bakımdan toplum olarak bizlerde geleceğimizin eğitimine, okumasına gereken önemi fazlasıyla vermek zorundayız. Bu şekilde basit törenler bile, okuyacak olan öğrencilerin kendilerini değerli hissetmelerine ve daha çok çalışmaları için motive olmalrına neden olacaklardır.  Bir sonraki yazıda Osmanlı Sarayında gerçekleşen Bed-i Besmele törenleri anlatılacaktır. Tekrar görüşmek üzere hoşça kalın.



Kaynak:  Prof. Dr. Ziya KARICI. Osmanlı’da Eğitim Öğretim. Bilge yayınevi.




[1] Bed-i Besmele: Okumaya başlama, okula başlama, besmeleye başlama.

[2] Kolan: Hayvanın semerini veya eğerini bağlamak için göğsünden aşırılarak sıkılan kemer.