Merhaba kıymetli dostlarım,
Bugün sizinle paylaşacağım eser eğitimciler için çok kıymetli bir çalışma.Sayın Prof. Dr. Mustafa Ergün hocanın çok önemli bir eseridir. Mevlana'nın Eğitim Görüşleri.
Sayın hocamız bu eserinde Kuran'ı Kerim ve Hz. Mevlana'nın eşsiz eseri mesneviden alıntılarla Hz. Mevlana'nın İnsan, insanın üstün özellikleri ve insanın eğitimi üzerine ilişkin görüşlerini içermektedir. Tüm eğitimcilere ve eğitimle ilgilinenen herkese yararlı bir kaynak olması dileğiyle... Görüşmek üzere.Mevlana'nın Eğitim Görüşleri
17 Ocak 2013 Perşembe
14 Ocak 2013 Pazartesi
EĞİTİMCİ GÖZÜYLE TARİHE BİR BAKIŞ
Herhangi bir işte başarılı olmanın en temel yolu daha önce bu işle ilgili gerçekleştirilen çalışmaları incelemek ve kritiğini yapmaktır. Yani geçmişe bakmak. Çünkü geçmişe bakmadan yapılan her iş en basit düzeye indirgenmekte ve yapılan yanlışları tekrar etme riskini artırmaktadır. Bu nedenle kalkışılacak işte öncelikle eski örnekler iyi incelenmeli ve yeni yapılacak olanda, eskisiyle aynı hataların yapılmasının önüne geçilmelidir. Bunu gerçekleştirebilmenin en iyi yolu tarihi okuyabilmektir.
Ülkemizde maalesef yıllar boyunca iyi bir tarih bilinci oluşturulmamıştır. Bu en iyi şekilde şimdi ki “olgun ve entelektüel” kişilerden anlaşılabilmektedir. Tarihi çeşitli dönemlere ayırmak doğru iken bazılarını yok saymak bilimsel bir anlayıştan yoksunluğu göstermektedir. Taraflı tarih anlayışı belki de bir millete verilebilecek en büyük zarardır. Çünkü bu yeni neslin diğer milletlerdekine oranla 1-0 yenik başlamasına neden olmakta ve kalkışacakları işte geçmişte yapılan hataları tekrarlama riskini kat be kat artırmaktadır. Bütün bu sebeplerden ötürü bir milletin yetişecek olan fertlerine tarih bilincinin en iyi şekilde verilmesi gerekmektedir.
Tarih bir milletin kültürünün temelini oluşturmaktadır. Tarihin millet olabilme açısından ne kadar önemli olduğu tarihe mal olmuş birçok kişi tarafından da dile getirilmiştir. Örneğin Ulu önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK “Türk gençliği ecdadını tanıdıkça kendinde çalışma azmi bulacaktır.” Sözüyle gençler için tarihin ne kadar önemli olduğu bilincini aşılamaktadır. Peki, tarih nedir?
Tarih en genel anlamda bir milletin yaşayışıyla, örfüyle, adetleriyle, diliyle, diniyle, kültürüyle sahip olduğu en temel mirasıdır. Tarihini kabul etmemek ise neslini, geçmişini, kültürünü yani insanın kendini kabul etmemesi demektir. İşte tarihe bu gözle bakılmalı. Son zamanlarda popüler kültürde ortaya çıkan tarih anlayışı ise maalesef gerçek tarihi yansıtmamaktadır. Zira insanlar geçmişte yaşanan olayları şimdiki zaman kültürüyle harmanlayıp bunları tarihi gerçek diye ortaya çıkarmakta ve yoğun bir şekilde tarih yozlaşmasına neden olmaktadır. Bir fert öncelikle kendi tarihini iyi öğrenmeli. Bu bilgileri tarafsız bir gözlemle elde etmeli ve değerlendirirken yanlışı da doğruyu da olduğu gibi ele almalıdır. Bu değerlendirmeyi yaparken de o zamanın şartlarını göz önünde bulundurmalı, günümüz şartlarına göre değerlendirmenin yanlış olabileceğini aklından çıkartmamalıdır. Doğru olanların değerlendirmesini yaparken nelerin hangi koşullarda meydana geldiği akıldan çıkartılmamalıdır.
Yanlı bir üslupla yazılan tarih ülkeye faydadan ziyade zarar getirir. Belli bir ideolojiyi vermek amacıyla taraflı bir biçimde ele alınan tarih, kişilerin objektiflikten ayırarak doğruları kendi doğrusuymuş gibi algılamasına sebep olur. Bu da ortak bir miras olan tarihin kişiselleştirilmesine ve dolayısıyla da toplumun çeşitli gruplara ayrılmasına neden olur. Bu şekilde tarihin bütünleştirici etkisi yok edilip toplumu ayrıştırmasına yol açar. Oysa ki bir millet ortak dil, kültür ve tarihi olan topluluktur. Bu şekilde öğretilmeye çalışılan tarih milletin ortak değerlerini hiçe saymak ve toplumun millet olma özelliğini yok etmekle eşdeğerdir. Bütün bu nedenlerden dolayı tarihi popülizmden ayrı tutarak tarafsız bir gözlemle gerçeklere dayanarak bilimsel yollarla incelemek ve milletin her bir ferdine tarihi bu şekilde aktarmak bütün tarihçelerin üstlenmesi gereken bir sorumluluktur. Aydın kişilerinde bu bilinçle olayları ele alması da elzemdir.
Yukarıda açıklandığı gibi popülizm ve ideolojiden arınmış bir tarih doğrusuyla da yanlışıyla da bir milletin ortak değeridir. Sadece başarı üzerine alınmış bir tarih daha başta yapılan bir hatadır. Yeni nesillere aktarırken bu hususlar daima göz önünde bulundurulmalıdır. Buradan şu sonuç çıkarılabilir. Öğrenciler bilgiyi artık internet gibi bir dünya’dan rahatlıkla edinebilirler. Ancak okullarda dillerini ve tarihlerini öğrenebilirler. Diğer bilgileri ise istedikleri yerde rahatlıkla öğreneceklerdir. Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın tarihimizi eğrisiyle doğrusuyla öğrenmeleri dileğiyle…
Emre UYGUR
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)